SKT ile TETT Arasındaki Fark ve Önemi
Alışveriş yaparken bir üründe ilk neye bakarsınız? Fiyat, marka, genel görünüm? Eğer aldığınız ambalajlı bir ürün ise muhtemelen baktığınız şeylerin başında, SKT ile TETT ibareleri gelir. Peki neden bazı ürünlerde SKT (Son Kullanma Tarihi) yazarken, diğerleri üzerinde TETT (Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi) yazıyor hiç düşündünüz mü? İki ibare arasında nasıl bir fark, biliyor musunuz?
Daha önce düşünmemiş olabilirsiniz ancak SKT ve TETT arasındaki ayrım, gıdaya bakış açınızı ciddi ölçüde değiştirebilir. Dahası, gıdaların henüz tüketebilecekken boş yere çöpe gitmesiyle oluşan olası gıda israflarını, büyük oranda önleyebilir. Bu nedenle bugünkü yazımızı bu önemli konuya ayırdık ve SKT ile TETT kavramlarını, sizin için mercek altına aldık.
SKT (Son Kullanma Tarihi)
Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği SKT’yi, bir başka deyişle Son Tüketim Tarihini; “mikrobiyolojik açıdan kolay bozulabilen ve bu nedenle insan sağlığı açısından kısa süre içerisinde tehlike oluşturması muhtemel olan gıdaların tüketilebileceği son tarih” olarak tanımlar.
Burada kast edilen; özellikle et, süt ve yumurta gibi çabuk bozulan ve gıda zehirlenmesine yol açma riski yüksek olan gıdalardır. Bu ürünlerin ambalajları üzerine, saklama koşullarına ek olarak mutlaka SKT ibaresi de basılır.
Son tüketim tarihi geçen ürünlerin paket üzerinde belirtilen besin değerleri, bu tarih sonrasında değişebilir. Bu gıdaların, görüntüsü ve tadı ne durumda olursa olsun, hiçbir şekilde tüketilmemesi gerekir. Çünkü burada söz konusu olan, sadece besin değerlerinin kaybı değil, aynı zamanda olası bozulmalar nedeniyle meydana gelen zehirlenmelerdir. Bu da halk sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturur.
SKT’si geçmiş gıdaları Gıda Mevzuatı, güvenilir olmayan gıda olarak kabul eder. Dolayısıyla bu ürünlerin, hiçbir koşulda satın alınmaması ve satılmaması gerekir. Bu sebeple marketlerde reyonlar düzenli olarak kontrol edilip son kullanım tarihi geçen gıdalar ayıklanır.
“Son Tüketim Tarihi” belirtilen ürünlerde, “Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi” ibaresi yer almaz. Bir anlamda, ambalaj üzerinde basılı olan SKT ile TETT ibaresinden hareketle aldığınız gıdanın risk grubunu değerlendirebilirsiniz.
TETT (Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi)
Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi, SKT’nin aksine, “Bu tarihten önce tüketiniz!” anlamına gelmez. Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği’ne göre TETT; uygun şekilde muhafaza edildiğinde, gıdanın kendine has özelliklerini koruduğu süreyi gösterir.
Gıda üreticileri TETT ile, gıdanın doğru şekilde depolanması durumunda pakette belirtilen besin değeri, kıvam ve görünüm vb. özelliklerini, bu süre boyunca koruyacağını garanti eder. Genelde çay, şeker, bakliyat gibi kuru gıdaların üzerinde tavsiye edilen tüketim tarihi yazar. Bu gruptaki gıdalar, bu tarihe kadar güvenle tüketilebilir. Ancak TETT’si dolan gıdaların raf ömrü, SKT’si geçen ürünlerdeki gibi keskin ve net değildir. Peki bu tam olarak bu ne anlama geliyor? Hemen açıklayalım…
Gıda mevzuatında belirtilen bozulma riski yüksek gıdaların aksine, TETT belirtilen gıdalar; tüketim tarihleri geçse de belirli kontroller yapılarak kullanılabilir. Tüketiciler, bu gıdaların kıvamına bakıp, koklayıp ve ufak bir parça tadarak kalitesini test edebilirler. Eğer gıdada bu 3 özellik açısından herhangi bir bozulma tespit etmiyorlarsa, ürünü tüketebilirler.
Düşük risk grubundaki bu gıdalar, bazen TETT üzerinden haftalar aylar geçmiş olsa da kıvamı, tadı ve kokusundan hiçbir şey kaybetmeden durabilir. Dolayısıyla uygun koşullarda saklanmış ve bu şartları sağlayan gıdaları, çöpe atmak yerine tüketmek mümkündür.
SKT ile TETT Arasındaki Fark
Önemli olan hangisi dediğinizi duyar gibiyiz. Aslında her ikisi de son derece önemli…
Son kullanma tarihi, bir gıdanın besin değerlerinden hiçbir şey kaybetmeden tüketilebileceği tarihi gösterir. Tavsiye edilen tüketim tarihi ise o gıdanın sunmayı vadettiği görünüm ve tat gibi kalite özelliklerini koruyabildiği maksimum zamanı anlatır. Bu demektir ki bir ürünün üzerindeki TETT geçse bile, o ürünü sağlıkla tüketmeniz mümkündür. Gıdanın görüntüsünde, tadında veya kokusunda herhangi bir bozulma hissetmiyorsanız, o ürünü hale tüketebileceğiniz anlamına gelir. Bu anlamda TETT, tüketiciye bir gıda güvenliği standardı değil, ancak bir kalite algısı sunar.
SKT (İngilizce Kullanımı: Expiry Date) ibareli ürünlerde ise işler biraz daha farklıdır. Ürünün üzerindeki son tüketim tarihi geçmişse, üründe gözle görünür bir kalite kaybı olmasa bile tüketiminin riskli olduğu anlaşılır. Bu nedenle SKT ibaresini gördüğünüz gıdaları, “durumu iyi gözüküyor” diye düşünüp tüketme yoluna gitmeyin. Ambalaj üzerindeki tarih geçtiyse, doğrudan atın.
Etiketleri Doğru Okumak İsrafı Önleyebilir!
Yapılan araştırmalar, tüketicilerin etiketleri doğru okumaması nedeniyle her yıl tonlarca gıdanın çöpe gittiğini gösteriyor. Gıda Güvenliği Derneği’nin yaptığı Gıda Kaybı ve Etiket Okuma Araştırması da bu bilgiyi doğrular nitelikte. Buna göre; tüketicilerin %72’si etiketlerde bulunan SKT ile TETT farkını bilmediği için tüketilebilir gıdayı çöpe attığını ifade ediyor.
Birleşmiş Milletler’in yayınladığı 2021 Gıda İsrafı Raporu ise son derece çarpıcı ve üzücü verilerle dolu. Buna göre; dünya genelinde yaşanan yıllık gıda atığı miktarı, 931 milyon ton. Bu atığın ise yaklaşık 570 milyon tonu haneler düzeyinde, yani evdeki tüketici tarafından oluşturuluyor. Rapor, Türkiye’de her yıl 7,7 milyon tondan fazla gıdanın israf edildiğine de işaret ediyor. İsraf olan gıdanın %40’ı ise aslında hala yenilebilir durumda ve bilinçsiz kullanım nedeniyle çöpe atılıyor.
Rakamlar, basit bir bilgi eksikliğinin ne büyük bir çarpan etkisi yaratabileceğini gözler önüne seriyor. Bazı ülkelerde insanlar açlıkla mücadele ederken, birçok ülkenin gıda israfında birbiriyle yarışması, oldukça düşündürücü. Üstelik gıda israfı, sadece ekonomik kayıpları değil, yarattığı sera etkisi nedeniyle küresel çevre sorunlarına da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla şimdi durup bazı alışkanlıkları değiştirmenin tam zamanı!
Tek başıma ne kadar fark yaratabilirim diye düşünmeyin. Yukarıdaki veriler, bireysel tüketiciler olarak ne büyük bir güce sahip olduğumuzu açıkça gösteriyor. Tek yapmamız gereken, bu gücü farkındalıkla kullanmak. Örneğin; artık evdeki gıdaları “taze” ve “çöp” diye ayırırken, STK ile TETT ibarelerini nasıl algılamanız gerektiğini biliyorsunuz. TETT’si geçen ancak halen yenilebilir durumda olan gıdaları test edip uygun olanları tüketmek ile işe başlayabilirsiniz. Ayrıca STT ile TETT arasındaki farkı, çevrenizdekilerle paylaşabilir, aile içindeki gıda tüketim alışkanlıklarını yeniden düzenleyebilirsiniz.